İletişim Başkanlığı’na bağlı Tercüme Dairesi Başkanlığı’nın raporuna göre Hamas, yaptırımlara rağmen en az 500 milyon dolar değerinde bir yatırım portföyünü yönetiyordu.
Hamas, BM veya Arap dünyasındaki ortakları tarafından terörist grup olarak tanımlanmıyor. Diğer taraftan, müttefikler ve ortakların terörizm tehdidi ve terörün finansmanının küresel mali sistem açısından oluşturduğu riskler konusunda ortak bir anlayış geliştirmeleri ve paylaşmaları gerekiyor.
Terörizm, özellikle de terörizmin finansmanı, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırısı ve İsrail’in Gazze’deki müteakip savaşının yayılma etkilerinin ardından, ulusal güvenlik gündeminin en üst sıralarına yeniden yerleşti.
Geçtiğimiz ekim ayında ABD Hazinesi, Hamas’ın finansal ağlarını ve destekçilerini hedef alan yeni yaptırımlar açıkladı. Bunu takip eden eylemler muhtemelen Hamas’ın finansmanını ve yatırımlarını sekteye uğrattı, ancak daha da önemlisi önemli bir soruna ışık tuttu: Terör örgütü olarak tanımlanan, ağır yaptırımlara tabi bir varlık, uluslararası mali sistemden yararlanarak terörist operasyonları için önemli miktarda fon kullanıyor ve aktarıyor.
Hamas, 1997’den bu yana ABD tarafından yabancı terör örgütü olarak tanımlanıyor ve örgüt şu anda Avrupa Birliği (AB) ve G7 müttefikleri tarafından değişen derecelerde yaptırıma tabi tutuluyor. Hükûmetler ayrıca Hamas’la bağlantılı yüzlerce kişi ve kuruluşa ve Hamas’ın birincil hamisi İran’la bağlantısı olan binlerce kişiye daha yaptırım uyguladı. Bununla birlikte örgüt, birden fazla kaynaktan farklı bir gelir akışı elde etmek için küresel finansal sisteme erişmeyi başardı.
Hamas, Gazze’deki sivil halktan zorla para almanın ve İran’dan yıllık 100 milyon dolar kadar olduğu tahmin edilen çeşitli miktarlarda mali destek almanın yanı sıra, değeri 500 milyon ile 1 milyar dolar arasında değişen küresel bir yatırım portföyü oluşturdu.
Bu portföy, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Türkiye ve Katar gibi ülkelerdeki şirketlere yatırım yapmaktadır. Hamas, aynı zamanda hayırseverlik sektörünü de etkili bir şekilde sömürdü ve kitlesel fonlama web sitelerini kullanarak bilerek veya bilmeyerek bağış yapanlardan bağış topladı. Hamas gibi terörist gruplar ve diğer yasa dışı aktörler, tespit edilmekten kaçınmak ve finansal işlemlere katılımlarını gizlemek için nakit kaçakçılığı yapmak ve paravan şirketleri kullanmak gibi giderek daha karmaşık kara para aklama teknikleri kullanıyor. Hamas, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından terör örgütü olarak tanımlanmamaktadır.
BM üye ülkeleri, diğerlerinin yanı sıra El Kaide ve DEAŞ gibi örgütler de dâhil olmak üzere BM’nin terörist grup tanımlarını takip ediyor ve uyguluyor. Ancak BM Hamas’ı terör örgütü olarak tanımlamadı. Çoğu ülkenin özerk bir terörizm yaptırım rejimi yoktur ve terörle mücadele çabalarını meşrulaştırmak ve bilgilendirmek için BM’nin terörist tanımlamalarına güvenmektedir. Türkiye, Sudan, Katar ve BAE, Hamas’a yaptırım uygulamayan ve dolayısıyla Hamas’ın ve destekçilerinin mali sistemlerine erişmesini engelleyecek yasal kısıtlamalara sahip olmayan ülkeler. Geçtiğimiz 30 yıl boyunca Hamas, terörist faaliyetlerine ve Orta Doğu’daki barış operasyonlarını istikrarsızlaştırma çabalarına yanıt olarak çeşitli ülkeler tarafından kısmen veya tamamen terörist grup olarak tanımlandı. Birçok hükûmet başlangıçta Hamas’ın yalnızca “askerî kanadı” olan İzzeddin el Kassam Tugaylarını ve daha sonra örgütün tamamını terörist grup olarak tanımlamaya başladı. Terörizmi neyin oluşturduğuna dair ortak bir anlatının olmaması ve teröristlerin tanımlanması konusunda koordineli ve birleşik bir çabanın bulunmaması, Hamas’a ve diğer terörist gruplara faaliyet gösterme ve yetki alanları arasındaki yaptırım boşluklarını kötüye kullanma konusunda daha fazla özgürlük sağlıyor.
Ekim saldırıları ve sonrasındaki İsrail ile Hamas arasındaki savaşın ardından uluslararası ortaklar, boşlukları kapatmak, çok taraflı koordinasyonu geliştirmek ve Hamas ve bölgede barış ve güvenliği baltalayan diğer gruplarla ilgili yaptırım rejimlerinin uygulanmasını geliştirmek için bir araya geldi. Hamas’ın ekim ayındaki saldırısına yanıt olarak Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere, Hamas’ı finanse eden kişi ve kuruluşları belirlemek için koordineli bir eylem başlattı. AB ve diğer ortaklar, örgütü ve destekçilerini hedef alan mevcut yaptırım rejimlerini güçlendirmek için harekete geçti. Bu, Hamas’a karşı koymak ve grubun terörist operasyonlarını finanse edecek fonlara erişimini engellemek için gerekli bir adımdır. Ancak müttefiklerin Hamas’ın ve bu özel tanımlamaların ötesine geçmesi gerekiyor. Bölgede artan gerilim nedeniyle terör tehdidi çoğalıyor. Lübnan Hizbullah’ı İsrail’in kuzeyinde roket saldırılarını artırıyor, Husiler Kızıldeniz’deki nakliye gemilerine saldırmaya devam ediyor ve İran destekli diğer gruplar Irak, Ürdün ve Suriye’deki ABD kuvvetlerine saldırarak ABD askerlerini öldürüyor. Müttefik ülkeler, yaptırımları uyumlu hâle getirerek, bilgi paylaşarak, terörle mücadeleye ve terörizmin finansmanına karşı koymaya sürekli olarak öncelik vermelidir. Çok taraflı koordineli eylem, terörist grupların yaptırım rejimleri arasındaki yetki boşluklarından faydalanmasını önleyecek ve finansal kurumların şüpheli terör finansmanı faaliyetlerini tespit edip raporlamasına destek olacak ve bu da hükûmetlerin uygun önlemleri almasına yardımcı olabilecektir.
Odatv.com